Ben kimim ? Neyim ? Nereden Geldim? Puff Çok sıkılıyorum…
Hapşırdım tutamıyorum… Gözümü kırptım isteyince kırpamamazlık yapamıyorum… Nefes almak istemiyorum mesela ama alıyorum almak zorundayım yaratılış kurallarından, hava kapalı olunca sıkılıyorum bende göremeyince arkasındaki güneşi sıkıntı basıyor işte içime -“evet o herkeste aynı be adam sadece sende değil” -e biliyorum sorun ne? Hiç bir zaman mutluğun tam anlamıyla etrafımı çevrelediği bir an olmayacak galiba vadedilen Cennete giremedikçe, hep bir iç bunalımı! etrafımdakilerde aynı sanki bir tek benmiyim fare gibi kemiren içten içe deliren, ergenlikti bitti tam beş yıl önce o zaman ergen olan herkesin gösterdiği saçma hareketlere nazaran ben hep olgun davrandın yaşımın ve metabolizmanın olması gerekenin aksine e şimdimi vuku buluyor yirmidört olmuşken , yemin ediyorum yakasım var istanbulu etrafını sarıp kocaman beton bloklarla içindekilere gaz döküp yakasım var yemin ediyorum hapis lan bu koca şehir sadece ! Herşeyin yolunda gitmesini gerçekten boşverdim aksine hiç bir şey yolunda gitmiyorken bari daha az husumetler gelsin önüme en azından tramway çarpabilir ama üzerime yıldırım düşmesi de eeee böylesi olmazki james bon filminde bile duyuyorum sizinle konuşuyorum ben “İsyan!” sümme haşaaa oda ne? Manyakmısın abi kibire girer cehennem oğlum bu hayat öbür taraftaki Cehennem ne ederiz? (içim titredi tüm hücrelerden kıllarımın ta dibine). İçim kararmış benim çıkamıyorum temize ya bana ettin bir büyü ya ettin bir nazar işte durma söyle söylee sana anlatayım bir öküzün dört bileğine jiletli teller geçirip tarlaya sürmekte neymiş ne!
Şükretmiyoruz aga belkide hakkını veremiyoruz sahip olduklarımızın hiç düşünmedinmi deme sanma hergün içimi acıtmıyor hergün aklıma gelmiyor bir kere bile şükretmenin dilinden düşmesi yetmiyor o ızdırabın silinip gitmesine dünyadayken azap sonrasında sonsuz azap Uffff derinn, usul, sessiz ve birden çığlıklar ! Kaçacak delik yok gidecek bir yeşil bahçe , Aga zaten dünyada sürünmüşsün çekerim burada azabıda diyemeyecen Varlığın azap kalbin küçücük bir yara ta en derine Ruhun sığımıyor değilmi seninde küçücük bedenine
Yırtasıp göğsümü semaya açmak var ruhumu salıvermek engin maviliklerine bana huzur veren bulutların üzerlerine!
Ruh, beden, hayat, işkence getirin tüm psikologlarınızı getirin önüme düzinelerce sanatsal eser hepsinden çağrıştıracağım size işte bu dört kelime içimde biriken dolmuşlukları boşaltamıyorken bile neyin günahkarıyım ben neyin kibirinde ağzımdan çıkan her lafı burada seçmiyorum ama seçmediklerimden seçiyorum fazla düşünmene gerek yok bırakıyorum kendimi sahile.
Bugün yarın öbür gün son gün kabre girmeden önce yırtasım var göğsümü göğe mavi derinliklere ruhumu çıkarasım var o bana huzur veren bulutların üzerine. Sonra yeniden şükretmiyoruz şükretmiyoruz aga işte ! Dille zikir hayatınla kendini ver iki cihan saadedine sol yanım uğraşsın dursun kendini yırtsın vaadettiği güne sağ yanım var şükür her zaman zinde her zaman benimle, Sağ yanına iyi bak aga çok kötü günlerden daha kötü günler var eğer kitap ona verilmezse bu dünya neymişki ne çekmişizki keşke bir daha gitsek dersin soldan verilirse inanıyorum, biliyorum, tasdik ediyorum, dikkat ediyorum, korkuyorum, ağlıyorum gece ama tamı tamına ibne iblisle kazanamadım zaferimi Nakavt lazım bana kaçıncı round olsa bile Mutlaka almam lazım maçı itmem lazım hepsini elimin tersiyle…